Zarf (Belirteç) Konu Anlatımı
Fiillerden, fiilimsilerden, sıfatlardan veya kendiyle aynı görevdeki kelimelerden (zarflardan) önce gelerek onların özelliklerini, zamanını, yönünü, miktarını belirten sözcüklere zarf (belirteç) denir.
- Öğrenciler kitaptaki metni okuyor.
- Öğrenciler kitaptaki metni sessizce okuyor.
Yukarıdaki ilk cümlede okuma eyleminin yapıldığını görüyoruz fakat bu eylemin nasıl, ne zaman veya ne kadar yapıldığı belirtilmemiş. İkinci cümlede ise okuma eyleminin sessizce yapıldığı belirtilmiştir ve zarf kullanılmıştır.
Zarfların Özellikleri
Zarflar da tıpkı sıfatlar gibi tek başlarına kullanıldıklarında isim görevindedir. Zarf görevini cümle içerisinde kullanımına bağlı olarak kazanır.
Bir sözcük fiille bağlantılıysa, fiili niteliyorsa zarf; isimle bağlantılı olup ismi niteliyorsa sıfat görevindedir.
- hızlı (isim)
- Arkadaşım, İngilizce’yi hızlı öğrendi. (öğrenme fiilini nitelediği için zarf)
- Arkadaşım, hızlı arabaları çok seviyor. (araba ismini nitelediği için sıfat)
Cümle içerisinde genelde zarf tümleci olarak kullanılırlar.
Zarflar; durum zarfı, zaman zarfı, miktar zarfı, yer-yön zarfı ve soru zarfı olmak üzere beşe ayrılır.
1. Durum Zarfları
Fiilin bildirdiği işin, oluşun veya hareketin durumunu, özelliğini veya sebebini belirten zarflardır. Fiille sorulan “nasıl?” veya “neden, niçin, niye?” sorularına cevap verir.
- Öğrenciler konuyu dikkatle dinliyordu.
Bu cümlede “dinliyordu” eylemine “nasıl dinliyordu?” sorusunu yönelterek eylemin “dikkatle” yapıldığı cevabını alıyoruz. “dikkatle” sözcüğü fiilin durumunu belirttiği için durum zarfıdır. - Tüm söylediklerimi yanlış anlamış. (nasıl anlamış? → yanlış)
- Arabanın motoru gürültülü çalışıyor. (nasıl çalışıyor? → gürültülü)
- Konuyu uzun uzun tartıştılar. (nasıl tartıştılar? → uzun uzun)
- Hür doğdum, hür yaşarım. (nasıl doğdum? → hür / nasıl yaşarım? → hür)
- Uyanamadığı için gelmemiş. (neden gelmemiş? → uyanamadığı için)
- Sessiz durursan seni parka götürürüm. (nasıl durursan? → sessiz)
- İçeri sevinçle girip boynuma sarıldı. (nasıl girip? → sevinçle) (girip sözcüğü fiilimsidir.)
2. Zaman Zarfları
Fiilin bildirdiği işin, oluşun veya hareketin zamanını belirten zarflardır. Fiille sorulan “ne zaman?” sorusuna cevap verir.
- Soğuk hava haftaya etkili olacakmış.
Bu cümlede “etkili olacak” eylemine “ne zaman etkili olacak?” sorusunu yönelterek eylemin “haftaya” yapılacağı cevabını alıyoruz. “haftaya” sözcüğü fiilin zamanını belirttiği için zaman zarfıdır. - Haftada iki gün balık yemeliyiz. (ne zaman yemeliyiz? → haftada iki gün)
- Okullar haziranda kapanacak. (ne zaman kapanacak? → haziranda)
- Sabahları iki kilometre koşarım. (ne zaman koşarım? → sabahları)
- Bugün gitti, yarın gelecek. (ne zaman gitti? → bugün / ne zaman gelecek? → yarın)
- Eve gelir gelmez yattı. (ne zaman yattı? → eve gelir gelmez)
- Her bayram köye gidip akrabalarımızı ziyaret ederiz. (ne zaman gidip? → her bayram) (gidip sözcüğü fiilimsidir.)
3. Yer-Yön Zarfları
Fiilleri veya fiilimsileri yer-yön bakımından belirten zarflardır. Fiille sorulan “nereye?” sorusuna cevap verir. Yön zarfları yalın (ek almamış) halde kullanılırlar. “Aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri, doğru” en çok kullanılan yön zarflarıdır.
- Pencereden aşağı bakıyor.
Bu cümlede “bakıyor” eylemine “nereye bakıyor?” sorusunu yöneltince “aşağı” cevabını alıyoruz. “aşağı” sözcüğü fiilin yönünü belirttiği için yer-yön zarfıdır. - Gece yarısında dışarı çıkmış. (nereye çıkmış? → dışarı)
- Üşüyünce içeri girdi. (nereye girdi? → içeri)
- İleri gitme, biraz geri gel. (nereye gitme? → ileri / nereye gel? → geri)
- Aşağı bakınca başı dönmüş. (nereye bakınca? → aşağı) (bakınca sözcüğü fiilimsidir.)
- Attığı top camdan içeri girdi. (“içeri” kelimesi ek almadığı için zarf)
- Attığı top camdan içeriye girdi. (“içeri” kelimesi “-e” yönelme ekini aldığı için isim)
- Merdivenden yukarı çıktı. (“yukarı” kelimesi fiille ilgili olduğu için zarf)
- Sesler yukarı kattan geliyor. (“yukarı” kelimesi isimle ilgili olduğu için sıfat)
4. Miktar (Azlık-Çokluk) Zarfları
Bir fiilin, bir sıfatın veya kendi türünden bir sözcüğün (zarfın) miktarını, ölçüsünü belirten zarflardır. Fiille, sıfata veya zarfa sorulan “ne kadar?” sorusuna cevap verir. “Az, çok, daha, çokça, kadar, bu kadar, biraz, oldukça, pek, pek çok, en, en çok, fazla, epey, epeyce, bayağı” en çok kullanılan miktar zarflarıdır.
- Bu hafta hava sıcaklığı çok düşecekmiş.
Bu cümlede “düşecekmiş” eylemine “ne kadar düşecekmiş?” sorusunu yöneltince “çok” cevabını alıyoruz. “çok” sözcüğü fiilin miktarını belirttiği için miktar zarfıdır. - Telefonla çok fazla ilgileniyor. (ne kadar ilgileniyor? → çok fazla) (ilgileniyor: fiil)
- Çok büyük bir ev almış. (ne kadar büyük? → çok) (büyük: sıfat)
- Beklediğim kargo epey geç geldi. (ne kadar geç? → epey) (geç: zarf)
- Az yiyerek kilo verdi. (ne kadar yiyerek? → az) (yiyerek: fiilimsi)
5. Soru Zarfları
Fiilleri veya fiilimsileri soru bakımından belirten zarflardır. Bir cümlede zarfları bulmak için kullandığımız “nasıl, neden, niçin, niye, ne (eylemin nedenini sormak için kullanılıyorsa), ne zaman, nereye, ne kadar?” cümle içerisinde yer aldıklarında soru zarfı olur.
- İstanbul’a ne zaman varırız?
Bu cümlede “ne zaman” sorusu “varırız” fiiline sorulmuştur ve alınacak cevap da “İstanbul’a akşam varırız.” cümlesindeki gibi zarf olacaktır. Bu yüzden “ne zaman” sözcüğü soru zarfıdır. - Bu saatte nereye gitmiş?
- Bu arabayı nasıl aldın?
- Dersin bitmesine ne kadar kaldı?
- Toplantıya neden yetişemedin?
- Ne ağlıyorsun öyle sessiz sessiz? (“Ne” sorusu eylemin sebebini sormak için, “neden?” sorusu yerine kullanılmıştır.)
- Eve nasıl geldin? (“nasıl” sorusu fiile sorulduğu için zarf)
- Nasıl bir ev almayı düşünüyorsun? (“nasıl” sorusu isme sorulduğu için sıfat)
Yorumlar (0)